O sabah da yataktan çıkmıyordu Ahmet. Okula başladığından beri herkes karşıydı sanki ona…Çünkü okulda kimseye anlatamıyordu kuşları, gökyüzünü, bulutları…Oysa şimdi ne güzel kuşlar uçuyordu gözlerinin önünde, özgürce… Pencereden girip tekrar gökyüzüne yükseliyordu onlarla. Kaç tanelerdi peki? Sonsuzlardı, saymaya ne gerek vardı? Saymak karmaşık ve bir o kadar zordu. İsimlerini de yazmasına gerek yoktu, yazamıyordu Ahmet ve hele okumak! Zihnindeydi her şey ama harfler sürekli öğretilenden farklıydı. Dans ediyorlardı sanki sahnede..
Ahmet’in hemen her gün yaşadığı mutsuzluğu, çaresizliği, örselenmeyi pek çok evde ve çocukta görmek mümkündür. Hem de geçmişten günümüze değin pek çok kere…
Peki, Nedir Bu Özgül Öğrenme Güçlüğü?
Albert Einstein, Thomas Edison, Mozart, Stephen Hawhing, Winston Churchill, Walt Disney, Picasso, Leonardo da Vinci işte bu çocuklardan bazıları. Şaşırdınız değil mi? Her biri alanında en iyi isimleri görüyorsunuz aslında ama nasıl olurda bu kadar zorlanıyorlar? Karşımızda zekâ olarak yaşıtları gibi olan, belki de pek çoğundan daha zeki olan ama onlar gibi öğrenemeyen oldukça ilginç bir grup bulunmaktadır diyebiliriz. Yaşadıkları bu durum da özgül öğrenme güçlüğü olarak tanımlanmaktadır.
Literatür tanımıyla ifade edecek olursak; bireylerin okuma, yazma, dinleme, anlama, kendini ifade etme ya da matematik alanında yaşıtlarına ve zekâsına göre beklenilenin önemli ölçüde altında olmasıdır. Bir başka ifadeyle zekâ geriliğine, duyu eksikliğine veya insani haklardan yoksun bir aile ortamına atfedilemeyecek, orantısız bir öğrenme bozukluğu ya da güçlüğü denilebilir.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin uluslararası alanda kabul görmüş tıbbi tanılama sistemine göre (DSM – 5) üç alt basamağı bulunmaktadır.
- Disleksi (Okuma – Anlama güçlüğü)
- Diskalkuli (Matematik güçlüğü)
- Disgrafi (Yazma güçlüğü)
Bu 3 Alanın Belirtileri
Eğitim
Buradaki belirtilerden bir veya birkaçını kendinizde veya yakın çevrenizde görüyorsanız, yapılabilecek en büyük hata yetkilerle görüşmeden ve çeşitli testler uygulanmadan önce kendi kendinize özgül öğrenme güçlüğü tanısı koymanız olacaktır.
Uzman doktor tarafından koyulan tıbbi tanıdan sonra Rehberlik araştırma merkezlerinde eğitsel tanı konulur ve uygun program hazırlanır. Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde aylık en fazla 8 saat bireysel+grup destek eğitim verilir.
Unutulmamalıdır ki özgül öğrenme güçlüğü bir hastalık değildir. Bu sebeple tedavisi yoktur. Bireylerin zekası normal veya üstündedir. Ancak bu bireylerin başarılı olması için mutlaka destek almaları gerekmektedir. Bu öğrencilerin bire bir çalışmaya gereksinimleri bulunmaktadır. Aile, öğretmen ve rehberlik iş birliği içinde olmalıdır.
Öğretmen ve aile bireyleri tarafından yapılacak destek çalışmanın, öğrencinin anlama ve bilgi düzeyine uygun, öğrencinin kendini rahat hissedeceği tempoda olmasına özen gösterilmelidir. Öğrencinin derse dahil olarak aktif olması sağlanmalı, sorulacak sorularla kavramları anlamalarına yardımcı olunmalıdır. Günlük hayata ilişkin problem çözümüne yer verilmeli, problemler çözülürken somut materyallerden, modellerden yararlanılmalıdır. Problem çözümünde tahmin, hesaplama ve kontrol etme sıralamasıyla hareket etmek, öğrencinin daha kolay anlamasına yardımcı olacaktır. Yapılan her çalışma sonrası kısa geri bildirimler verilebilir. Bu öğrencilerin çoğunun öz güveni zedelendiği için bu çalışmalar sırasında öz güvenlerini tekrar kazandırmaya veya arttırmaya özen gösterilmelidir. Çalışmaların eğlenceli olması motivasyonlarını arttıracağından, teknolojiden de faydalanarak çeşitli oyunlara yer verilebilir.
Film Önerisi
Kaynak
www.ekampus.orav.org.tr
Brain danışmanlık
mevzuat.meb.gov.tr
dergipark.org.tr
Merhaba ben Feyza Nur ÇETİNLİ. Şu an özel bir okulda sınıf öğretmenliği yapmaktayım. Maarifhane sayesinde araştırmalarımı ve deneyimlerimi sizlerle paylaşacağım.