Eğitimin en iyi gerçekleştirileceği yer ailedir. İnsanlar¸ temel değerlerini yeni nesillere aile aracılığı ile aktarır. Birey, ilk dinî ve ahlâkî bilgi, tutumları ailesinden öğrenir. Çocuğun eğitimi her şeyden önce temel ruhî ihtiyaçlarının karşılanmasına bağlıdır. Bunlar sevgi¸ disiplin ve özgürlüktür. Bu üç ihtiyaç¸ birbiriyle sıkı sıkıya bağlantılıdır ve birlikte karşılanır. Bebeklikte sevgi ihtiyacı yoğundur,ileri yaşlarda ise sevgi ihtiyacının yanında özgürlüğü sağlama ve disiplin verme gereği de ortaya çıkar.
Çocuk için ailenin önemi¸ sadece onun maddî ihtiyaçlarını karşılamaktan kaynaklanmamaktadır. Çocuğun maddî ihtiyaçları şu veya bu şekilde karşılanabilir. Ancak aile içinde sağlanan sevgi ve güven ortamını başka yerlerde sağlamak oldukça zordur. Çocuk için özellikle anne sevgisi çok önemlidir. Anne sevgisinden mahrum kalan çocuk¸ diğer ihtiyaçları giderilse bile¸ dokunma ve sevme ihtiyacı doyurulamadığı için¸ psikolojik açıdan tutarsız davranışlar gösterebilir. Yetiştirme yurtlarında yapılan araştırmalar bu durumu açıkça göstermektedir. Çocuk sevgiyi ailede öğrenmektedir.
Çocuk¸ sosyal hayata uyum sağlayacak davranışları küçük yaşlarda öğrenir ve öğrenmeler kolay sökülüp atılamayacak kadar derin bir şekilde yerleşir. Günlük hayatta “huy” dediğimiz karakter vasıflarının pek çoğunun temeli çocuklukta aile vasıtasıyla atılır. Çocuk sadece insanlarla değil¸ eşya ile olan ilişkilerinin esasını da burada öğrenir. Cömertlik¸ cimrilik¸ temizlik¸ düzenlilik¸ dağınıklık¸ çekingenlik ve sosyallik gibi alışkanlıkların kazanılması hep çocukluktaki eğitime bağlıdır.
Ebeveynler, çocuklarının farklılık çabalarını, kimlik arayışını korkuyla, endişeyle karşılayabilir ve kendi olumsuz duygularını çocuklarına baskı olarak yansıtabilirler. Bu şekilde çocuğuna sürekli müdahale etmekle çocuğun kendi olma, kendini tanıma çabasını da zorlaştırmaktadır. Müdahaleci tutumlarıyla çocukta stres faktörü olmaktadır.
Günlük yaşamımızda, çocuğumuzun bir sorunu karşısında, her şeyin iyi gideceğini söylemek, akıl vermek, dinlememek, eleştirmek, suçlamak. Bu yaklaşımlar çocuğumuza hiç yardımcı olmadığı gibi onun sorununu çözmede bir engel oluşturuyor, sorunu ortaya koymasını ya da açıklamasını engelliyor. Duygularının kabul edilmediğini, değersiz olduğunu, anlaşılmadığını düşünerek kendini olumlu tutumlarla ifade edemeyen çocuk şiddet tutumları ile ailesinin ilgisini çekmeyi iletişim yöntemi olarak benimsiyor.
Eğitim sadece okulların sağladığı bir avantaj değildir. Çocuklar için asıl eğitim evde alınan eğitimdir. Uzmanlar bir çocuğun kişiliğinin temellerinin 0-3 yaşları arasında atıldığını belirtir. Bu yaşlarda çocuk tamamen evde aileye bağımlıdır. Bu nedenle aile de verilen eğitimin okul eğitiminden önemsiz görülmesi düşünülemez.
Ailede verilen eğitim sadece yanlışların düzeltilmesi, öğütlerde bulunmak, uyarmak anlamına gelmez. Çocuk eğitmek, yetiştirmek, çocuğun kişiliğinin tüm potansiyelinin gelişebileceği bir ortamı okul dışında ve okulu tamamlayıcı olarak ev içinde sağlamak ve bunun işlevselliğini temin etmek demektir. Uçakların uçuşa hazırlandığı havaalanları gibi ev ortamları da çocukların hayata hazırlandıkları yaşama uçuş alanlarıdır. Çocuk eğitiminin bir bölümünü yuva ve okullar yüklenmişse de, çocuk yaşamının 1/4′ünü okulda, 3/4′ünü evde geçirir. Bu açıdan bakıldığında çocukların yetiştirilmesinde anne-babanın rolü çok daha büyük ve önemlidir.
Anne-babaların dikkat etmeleri gereken bazı ilkeler şunlardır;
- Dengeli eğitim ve yönlendirme,
- Anne babanın kendi aralarındaki söz ve davranış birliği,
- Çocuğa karşı aşırı hoşgörü veya aşırı disiplin uygulamalarından kaçınmaları,
- Çocuğa verilen tepkilerin yersiz ve abartılı olmaması,
- Güzel ve faydalı şeylerde çocuğun davranışlarının onaylanması ve ödüllendirilmesi,
- Hatalı durumlarda uyarılma ve gerekiyorsa uygun bir şekilde cezalandırılmaları,
- Yapılan yanlışları sadece kızarak değil nedenini mantık çerçevesinde açıklamaları,
- Çocuklarına değer vermeleri, söz hakkı tanımaları,
- Kişilik yapılarına saygılı olmaları, sevildiklerini hissettirmeleri,
- Onlara güven duygusunu aşılamaları,
- Sosyal ve psikolojik gelişimini yakından takip etmeleri,
- Gösterilen davranış problemlerine karşı duyarlı olmaları,
- Kendi psikolojik çatışmalarını çocuklara yansıtmamaları ile daha sağlıklı çocuk yetiştirme mümkün olacaktır.
Karakteri oluşturan en önemli yol çocuğa ahlaki davranışını nedenlerini açıklamak, çocuğun kararları kendi kendine almaları ve onları akıllıca nasıl eleştirebileceklerini öğretmektedir. Sağlam duygusal temeller üzerine kurulan kişiliklerde ki çocuklar, hayatın beraberinde getirdiği sorunlarla baş etmeye hazırlanmış demektir. Kişilik zamanla olgunlaşır. Çocuğun fiziki, zihinsel ve duygusal yapısı zamanla gelişir. Önceleri duygu ve heyecanlarını denetleyemeyen çocuk büyüdükçe duygu ve heyecanlarını nasıl denetleneceğini öğrenir. Ailenin sosyal- ekonomik düzeyi, kültürel durumu, arkadaş ve okul çevresi çocuğun kişiliğinin oluşumunda önemli rol oynar. Kendine ve çevresine güvenen çocuklar, yaşam başarısı yüksek olmaya aday çocuklardır.
Kaynak
www.psikiyatriksosyalhizmet.com
www.ailedanismanim.com

Merhaba ben Feyza Nur ÇETİNLİ. Şu an özel bir okulda sınıf öğretmenliği yapmaktayım. Maarifhane sayesinde araştırmalarımı ve deneyimlerimi sizlerle paylaşacağım.